Ekranlarda izleyecek o kadar çok yabancı dizi var ki! Bir önceki yazımda size bazılarını anlatmıştım ama gördüğünüz gibi hızımı alamadım. Aşağıdaki diziler de gerçekten benim şu sıralar severek takip ettiğim yapımlar. Korku isterseniz korku, dram isterseniz dram var. Süper kahramanlar, yetenekli polisler, şeytanlar, mafya babaları gibi enteresan karakterlerle dolu olan bu yabancı diziler sizin de ilginizi çekebilir. Özellikle ilk sıradaki “The Exorcist” dizisini izlemenizi tavsiye ediyorum ki eğer korku seviyorsanız çok başarılı bulacaksınız.
İçeriklere buradan hızlıca ulaşabilirsiniz >>>
THE EXORCIST
Bırakın kaliteli bir korku dizisi çekmeyi iyi bir korku filmi yapmayı bile düne kadar çok az kişi becerebiliyordu. 1973 yapımı “The Exorcist” filmi de en başarılı yapımlardan biriydi. “The Conjuring”, “Insidius”, “Annabelle” derken son yıllarda korku filmleri de kendini aştı diyebiliriz. Gelelim asıl konuya… Eski filmin dizi versiyonu olarak karşımıza çıkan “The Exorcist” tadından yenmiyor. Yok, yanlış tabir oldu, iliklerinize kadar kanınızı donduruyor. Efsane oyuncu Geena Davis’li ilk sezonu akıllara zarardı ama ikinci sezon onu da gölgede bıraktı. Şaşırtıcı bir senaryo, efsane karakterler ve tekinsiz olaylar… Yalnız yapımcılar, Father Tomas’ı çok fena Anakin Skywalker gibi işliyorlar, onu Darth Vader’a çevirirlerse çok bozulacağım. Diziyi izleyenler ne demek istediğimi anladılar. Bu da mı spoiler oldu şimdi? Hay Allah! Son sezonun (2. sezon) fragmanı hemen aşağıda:
LUCIFER
“The Exorcist”teki şeytanlarla buradaki şeytanın alakası yok öncelikle onu söyleyeyim. “Lucifer”e şeytan demek için bin şahit lazım çünkü bu karakter gerçekten çok eğlenceli. Dizinin de uzun yıllar süreceğini düşünüyorum! Kendisini zevkle takip ediyoruz. Yetenek timsali bir oyuncu olan Tom Ellis’in yorumuyla hayat bulan tatlı şeytan Lucifer Morningstar, bu dizide resmen hayranlık uyandırıyor. Hele Tom’un piyanonun başına geçip bir şakı söyleyişi var ki “Bu adamda resmen şeytan tüyü var!” demeden geçemiyorsunuz. Senaryonun kalitesi tartışılır ama sırf Tom için bile olsa bu dizi izlenir. Son sezonun (3. sezon) fragmanı hemen aşağıda:
THE GOOD DOCTOR
“The Good Doctor”ın yapımcısı “House M.D.” dizisinin de yapımcısı olan David Shore desem dikkatinizi çekmiş olur muyum? Hemen size konusundan da bahsedeyim. Otizm ve savant sendromu olan bir delikanlının başarılı bir cerrah olabileceğini hiç tahmin eder miydiniz? Dizi bize, “Neden olmasın?” diyor. Başarılı oyuncu Freddie Highmore da işte bu cerrahı yani Dr. Shaun Murphy’yi canlandırırken çok iyi bir iş çıkarıyor.
Otizmim bir hastalık olarak kabul edildiğini biliyoruz ama ya bu insanların beyni sadece bizden biraz daha farklı çalışıyorsa? Zaten bilim de zamanında müdahale ve özenli bir ilgi ile otizmin atlatılabilecek bir durum olduğunu söylüyor. Savant sendromunun ise basitçe hiçbir detayın unutulmaması olduğunu biliyor muydunuz? Bu üstün bir zekâ değil de nedir şimdi? Kısacası bu dizide, otistik olduğu için sosyal ilişkileri biraz zayıf olan ama süper zeki ve yetenekli bir cerrahın hikâyesini izliyoruz. Dr. Shaun’ı bağrınıza basmak isteyebilirsiniz ama o bundan pek hoşlanmayacaktır. İlk sezonun fragmanı hemen aşağıda:
GOTHAM
Suç şehri Gotham’da bela sizi her an bulabilir. Üstelik sizi kurtaracak Batman gibi bir süper kahraman yoksa ne olacak? Zira Bruce Wayne daha yeni bıyıkları terleyen bir delikanlı. Kahramanlık yolunda daha atacak çok adımı var. Bu sırada belalı şehir Gotham’ı kurtarmak ise polis memuru James Gordon’a düşüyor. Neyse ki dördüncü sezonda artık Bruce’un bir kahraman olmayı kafasına koyduğunu görüyoruz. Eğer favori süper kahramanınız Batman’se bu diziyi çok sevebilirsiniz. Süper eğlenceli kötü karakterler de cabası. Ben hala heyecanla Joker’ı bekliyorum ama şimdilik Penguen de gayet iyi.
THE GIFTED
X-Men Evreni’nde geçen ve yılın en iddialı yapımlarından biri olan “The Gifted” mutantlara hasret kalanlar için güzel bir alternatif olabilir. Dizide çocuklarının mutant olduğunu ve doğaüstü güçlerle donatıldığını fark eden bir ailenin duygusal hikâyesi anlatılıyor. Düşmanca davranan bir hükümetten kaçmak zorunda kalan bu aile, mutantların yeraltı organizasyonlarından destek alarak hayatta kalmaya çalışıyor.
Dizide Strucker ailesinin üyelerini “True Blood” dizisinden tanıdığımız Stephen Moyer, “Person of Interest” dizisinde izlediğimiz Amy Acker, “Gotham”dan hatırlayabileceğimiz Natalie Alyn Lind ve “Night at the Museum 3” filminden anımsayacağımız Percy Hynes oluşturuyor. Tabii bu ailenin dışında da dizide onlarca mutant ve acayip acayip süper güçler var. Dizi bu anlamda yaratıcılığın sınırlarını zorluyor bence ama olsun yine de keyifli diyebilirim. Ironman olmadan elinden lazer ışını çıkaran bir mutant mı ararsınız ya da başka başka yerlere açılan portallar oluşturabilen bir mutant mı, seçin beğenin alın! İlk sezonun fragmanı hemen aşağıda:
INHUMANS
“Avengers” evreniyle paralel ilerleyen bir dizi olan “Marvel’s Agents of S.H.I.E.L.D.” dizisini izleyenler bilirler bu hikâyede “Inhumans” denen bir kavram var. Aslında kısaca X-Men gibi süper güçlere sahip olan insanlardan bahsediyoruz. Örneğin fısıltısıyla bile şehirleri yok edebilecek kadar güçlü bir sese sahip olan esrarengiz kral Black Bolt, saçlarını uzuv gibi kontrol edebilen kraliçe Medusa, dört elementi kontrol edebilen Crystal, deprem gibi şok dalgaları yaratabilen Gorgon, rakibinin zayıf noktalarını sezebilen Karnak gibi karakterler var karşınızda.
Evet, kulağa çok hoş geliyor ve üstelik dizide “Game of Thrones”ta Ramsay Bolton karakterini canlandıran başarılı oyuncu Iwan Rheon var. Fakat bu dizi pek başarılı olamadı. Imdb puanı bile 5.3 artık siz düşünün. “Çamurdan da olsa süper güçlere sahip insanlar izlemek istiyorum,” diyorsanız sizi hiç tutmayalım. İlk sezonun fragmanı hemen aşağıda:
MARVEL’S AGENTS OF S.H.I.E.L.D
İşte güzel bir “Inhumans” hikâyesi! 1 Aralık’ta 5. sezonu ile ekranlardaki yerini alan dizi “Inhumans”a on basar. “Avengers”tan tanıdığınız Phil Coulson karakterinin bu dizide esas adam olduğunu hemen söyleyeyim. Ayrıca Melinda May ve Daisy “Skye” Johnson gibi efsane kadın kahramanlar da var. Oldukça heyecanlı bir yapım bence ilk önce ona şans verin! Son sezonun (5. sezon) fragmanı hemen aşağıda:
THIS IS US
Herkesin bir ailesi, her ailenin de farklı bir hikâyesi var. “This is Us” dizisi ise Pearson ailesinin hayatlarının farklı dönemlerinden kesitleri ekrana taşıyor. Bu ilginç hikâye, hayatımızdaki en küçük olayların bile nasıl bir insana dönüştüğümüzü etkilediğini ve aramızdaki bağların zaman ve mesafe kavramlarının önüne geçtiğini gözler önüne seriyor.
Uzun yıllardır tanıdığınız bir ailenin arasına katılmışsınız gibi hissetmenizi sağlayacak dizide Milo Ventimiglia ile Mandy Moore başrolde! Bir göz atın bence. Son sezonun (2. sezon) fragmanı hemen aşağıda:
THE CROWN
8 Aralık 2017’de ikinci sezonu ile ekranlara dönecek olan “The Crown”, II. Dünya Savaşı’nın yarattığı yıkımın ardından Kraliçe II. Elizabeth’in tahttaki ilk yıllarının perde arkasını anlatıyor.
Kraliçenin kumandasındaki ordunun Mısır’da illegal bir savaşa girmesi ile başlayan ve 3. Başbakan Harold Macmillan’ın skandallarla tahtan indirilmesiyle sonlanan dönemi konu alan ikinci sezon, belli ki yine çok ilginç olacak. Kişisel entrikalar, aşklar ve siyasi çekişmelerle bezenmiş hikâyeleri seviyorsanız bir şans verebilirsiniz.
DARK
1 Aralık’ta suç, gizem ve dram yüklü, her biri bir saatlik on bölümden oluşacak bir yabancı dizi başladı. Konusu ise şöyle: Dünyanın gözü iki küçük çocuğun kaybolduğu bir Alman kasabası olan Winden’dadır…
Çocukların kaybolması, dört aile arasındaki karmaşık ilişkileri ve yaşanan çifte hayatları ortaya çıkarır. İzleyici gizemli bir şekilde aynı kasabada 1986 yılında yaşanan olaylara doğru sürüklenir. Kısacası Dark, anlaşılması güç bir bulmacayı konu alıyor. Sırlarla dolu bir yapım arıyorsanız aradığınızı buldunuz.
THE PUNISHER
“Daredevil” ile başlayan ve sırasıyla “Jessica Jonas”, “Luke Cage”, “Iron Fist” olarak devam eden; sonra da bu dörtlünün bir araya gelmesiyle oluşan “Defenders” dizi serisini izledik. Şimdi de yeni bir kardeş yapımımız var. Çünkü Netflix kanalı hızını alamamış olmalı ki daha önce “Daredevil”da izlediğimiz “The Punisher” karakterinin de dizisini çekmeye karar verdi. Biz hiç şikâyetçi değiliz tabii, gönder gelsin Netflix! Bu yeni yapımın konusu ise şöyle:
Karısının ve çocuklarının ölümünden sorumlu olanlardan intikamını alan Frank Castle (Jon Bernthal), New York’un yeraltı dünyasından daha derinlere uzanan bir komplonun gün yüzüne çıkmasını sağlar. Artık tüm şehirde “The Punisher” olarak nam salan Frank Castle, sadece kendi ailesini değil çok daha fazla insanı etkileyen adaletsizliklerin ardındaki gerçekleri ortaya çıkaracaktır.
“The Walking Dead” dizisi ile tanıyıp hiç sevmediğimiz ama oyunculuğuna da laf etmediğimiz Jon Bernthal’i ben hiç süper kahraman olarak düşünemedim ama belli ki herkes sevmiş. Zira dizinin imdb puanı 9,3!
BLINDSPOT
Senaryo bakımından oldukça ilginç bir dizi olan “Blindspot” polisiye severlerin çoktan kalbini kazanmıştır diye düşünüyorum. Amerikan polisiye dizilerinin çoğunda “Jane Doe” isminden bahsedilir. Siz de belki duymuşsunuzdur ve ne anlama geldiğini biliyorsunuzdur. Ama ben yine de bilmeyenler için anlatmak isterim…
Kimdir bu Jane Doe? Bunun bir de erkek versiyonu vardır o da John Doe olarak bilinir. Amerika’da kimliği belirlenemeyen ya da yasal sebeplerle kimliği gizli tutulması gereken kişiler için bu isimler kullanılır. Hatta bunun ülkemizde de adli tıp kurumlarında kullanılan bir karşılığı var o da “Hüviyeti Meçhul”! Çok uzattım değil mi? İşte, “Blindspot” dizisi bir Jane Doe’nun Times Meydanı’nda hafızasını kaybetmiş bir şekilde bulunması ile başlıyor. Jane’i diğer Jane’lerden ayıran en önemli özelliği ise vücudunun her milimetresinin dövmelerle kaplı olması. Bu dövmelerin her biri de bir suçla ilgili ipucu veriyor. Dedim ya ilginç bir hikâye!
PEAKY BLINDERS
Listeye bir gangster dizisi eklemezsem eksik kalırdı. Birinci Dünya Savaşı’ndan yeni çıkmış İngiltere’yi yasadışı faaliyetler gösteren çeteler sarmıştır. Bu çetelerden biri de soygunculuk ve at yarışlarından para kazanan Peaky Blinders’tır.
Sürekli polislere rüşvet vererek yaptıkları kanunsuz işlerden paçayı sıyıran çete, bir soygunda hata yapınca başlarına bela olacak bir müfettişin şehre gelmesine sebep olurlar. Şu sıralar 4. sezonu yayınlanan dizi 5. sezon onayını da aldı bile.
THE SHANNARA CHRONICKLES
Gençlik kokan bir MTV dizisini listeye eklediğimi görenler biraz bozulabilirler ama fantastik edebiyat fanları neden böyle duygusal davrandığımı anlayacaklardır. Terry Brooks’un “Shannara” kitap serisinden uyarlanan diziyi vallahi de izliyorum çünkü gençken kitaplarına bayılıyordum! Tabii gönül isterdi ki bu güzel hikâye şöyle “Game of Thrones” gibi bir yapımla hayat bulsun ama bununla idare edeceğiz artık.
Bu arada Wil Ohmsford karakterini canlandıran Austin Butler’ın dizideki bütün kızlardan daha güzel olması ne olacak? Bu kafama takılan bir soruydu bir tane daha var: “Ejderha Mızrağı” serisi ne zaman dizi olacak? “Shannara” çekildiyse onun haydi haydi çekilmesi gerekiyordu. Kısacası bekliyoruz ama MTV lütfen sen yapma bu işi!
LETHAL WEAPON
1987 yapımı, Mel Gibson ve Danny Glover’ın döktürdüğü “Cehennem Silahı” filminden yola çıkarak çekilen “Lethal Weapon” çok tatlı bir polisiye olmuş. Gönüller tabii ki eski Martin Riggs ve Roger Murtaugh karakterlerini arıyor ama belki sadece benim kadar nostaljik olanlar öyle düşünüyordur.
FUTURE MAN
Komedi ve bilim – kurgu tadında bir yapım arıyorsanız başrolünde “Açlık Oyunları”ndan tanıdığımız Josh Hutherson’ın rol aldığı “Future Man” ilginizi çekebilir. Dizinin konusu da şöyle: Josh Futterman, anne ve babasıyla yaşayan, öz güveni düşük bir kapıcıdır. Ama aynı zamanda distopyan bir dünyada geçen Cybergeddon isimli video oyununda, dünyada birinci sıraya yerleşen “Future Man” karakterinin ta kendisidir. Josh, son seviyeyi atladığında oyunun içinden geldiğini iddia eden esrarengiz karakterler tarafından ziyaret edilir. Kendisine yakın zamanda gerçekleşecek olan bir istilaya engel olmak ve dünyayı kurtarmak için seçildiği söylenir. Oldukça eğlenceli bir yapım, sevebilirsiniz.
### Dizi tavsiyeleri yazımın ilk bölümü için buraya tıklayabilirsiniz.
Elinize sağlık, tavsiyeniz üzerine good doctor’a başladım, gerçekten güzel diziymiş. Teşekkürler 🙂
Evet ben de severek takip ediyorum, sevgiler 🙂
Gotham dizisini batman filminden dolayı ilgimi çekmesiyle takip ediyorum. Diğer takip ettiğim dizi ise Peaky Blınders dizisi, bu diziyi takip etmemin nedeni gangster filmleri ile yakından ilgilenmemden kaynaklı. Ayrıca yakın zamanda yüzüklerin efendisi dizisi çıkacakmış. Dizinin Game of thrones’dan daha çok ilgi göreceğini düşünüyorum.
Evet bu sezon Gotham daha da heyecanlı, sizce de öyle değil mi? Ben de ilgiyle takip ediyorum. Ayrıca Yüzüklerin Efendisi dizisiyle ilgili şöyle bir haber var: https://onedio.com/haber/yuzuklerin-efendisi-dizi-oluyor-buyuk-telif-yarisini-amazon-kazandi-794114
Amazon umarım herkesin beklentisini karşılayabilecek bir yapıma imza atar…
Evet, bu sezon Gotham dizisi bu sezon çok iyi gidiyor. Yüzüklerin efendisinin tüm telif hakları Warner Bros tarafına ait. Yüzüklerin efendisinin dizi olması için çalışmalara başlayan Warner Bros, Netflix, HBO ve Amazon gibi büyük platformlara sundu. Bu dizi için milyon dolarlık teklifler var. Fakat en büyük teklifi amazon yaptı. Bakalım ilerde sonuçlar neyi gösterecek.
Game Of Thrones’taki başarısı yüzünden benim gönlüm HBO’dan yana 🙂 ama sizin de https://alimutlu.com.tr/sinema/yuzuklerin-efendisi-dizi-olacak yazınızda dediğiniz gibi Amazon daha şanslı görünüyor.
Evet aynen öyle 😀