Miskin kış aylarını geride bıraktığımız şu günlerde şöyle bir silkelenip bahara taptaze bir enerji ile başlamaya ne dersiniz? İşe evinizi düzenlemekle başlayalım. Uzun zamandır yapmayı planladığınız ama bir türlü el atamadığınız bir iki ufak değişiklikle yaşadığınız ortamı daha keyifli bir hale getirebilirsiniz. Bahar evinize de gelsin, haydi başlayalım!
İçeriklere buradan hızlıca ulaşabilirsiniz >>>
Elbise dolabınızı düzenleyin
Eğer yatak odanızın daha düzenli ve ferah görünmesini istiyorsanız önce elbise dolabınıza el atmalısınız! Eğer kapağını açtığınız anda tüm giysileriniz üzerinize dökülüyorsa bu her sabah giymek istediğiniz kıyafeti bulabilmek için strese girmeniz demek! Üstelik büyük bir ihtimalle de aradığınızı bulamayacaksınız.
“Kedi yavrusunu kaybetse bulamaz,” tarzında bir durum söz konusuysa düşünün, belki bir türlü bulamadığınız eteğinizi işte bu dolap yuttu! Haydi, bu işe bir el atın ve dolabınızı komple boşaltın. Giymediğiniz kıyafetleri bir kenara ayırın. Onları isteyen arkadaşlarınıza verin ya da ihtiyacı olan birilerine hediye edin. “Bunu belki giyerim,” dediğiniz giysileri bir daha asla giymeyeceğinizin de farkında olmanızı tavsiye ederim. Ayrılın onlardan emin olun eksikliğini hiç hissetmeyeceksiniz.
Çiçek kokuları ekleyin
Evinizi biraz neşelendirmek ve taze bahar havasını her an hissetmek istiyorsanız salonunuza her gün taze çiçekler koymanızı tavsiye ederim. Canlı bir saksı çiçeği daha güzel olur tabii. Hatta balkonunuza küçük bir çiçek bahçesi yapabilirsiniz. Çiçeklere ilgi göstermek, onları sulamak ve arada sırada çiçekler sayesinde toprakla oynamak enerjinizi tamamen yenileyecek. İsterseniz çiçeklerinizle konuşabilirsiniz de. Merak etmeyin kimse size deli demez. Çiçekler de tıpkı hayvanlar gibi insanlarla iletişim halinde olunca daha canlı oluyorlar. İnanmıyorsanız yıllardır çiçek besleyen bir tanıdığınıza sorun. Emin olun terapiye gitmiş kadar rahatlayacaksınız.
Eğer evinizde bir kedi veya köpek gibi evcil hayvanınız varsa çiçekler biraz sıkıntı olabilir tabii. Örneğin benim kedim saksıların içinde eşelenmeye bayılıyordu. O yüzden çiçeklerimden vazgeçmek zorunda kalmıştım. Ayrıca, “Çiçeğin sorumluluğunu alamam,” tarzında bir yaklaşımınız da olabilir. Bu gibi durumlarda en sevdiğiniz çiçekli parfümlerden eser miktarda evinize sıkarak kendinizi çok daha iyi hissedebilirsiniz.
Eşyalarınızı organize edin!
Desenli veya renkli kutular hem dekoratif anlamda evinize ayrı bir renk getirecek hem de dağınık eşyalarınızı toparlayacak. Çok sık kullanmadığınız kırtasiye eşyalarınızı, çoraplarınızı, hatta iç çamaşırlarınızı bile bu kutularda saklayabilirsiniz. Makyaj malzemeleriniz için de mükemmel bir saklama alanı olduklarını söyleyebilirim.
Aksesuarlarınızı toparlayın
Bir kadının evi haliyle çantalar, kemerler ve takılar karmaşasına dönüşebiliyor. Özellikle çantalarınız için elbise dolabınızın içine raf ünitesi yerleştirebilirsiniz. Bu aparat ayakkabılarınız için de mükemmel bir saklama alanı olur. Ayrıca mini bir komedin de takılarınız için ideal bir toparlama şekli bence. En sevdiğiniz kolyelerinizi de küçük bir biblo alarak onun boynuna asabilirsiniz.
Yatağınızı düzeltin
Neymiş efendim, sabahları yatağını toplamayan insanlar daha zekiymiş. Bu kanıya hangi bilimsel araştırma ile vardılar bilmiyorum ama kesinlikle katılmıyorum. Hayır, dağınık ve düzensiz insanlar sabah yatak toplamazlar. Ayrıca yatak odanızı ne kadar düzenlerseniz düzenleyin eğer sabah kalktığınızda yatağınızı toplamıyorsanız odanız her zaman karmaşık ve düzensiz görünecektir. Bu yüzden uyanır uyanmaz ilk işiniz yatak örtüsünü örtmek olsun. Hem bu alışkanlık ayılmanıza da yardımcı olacaktır. İki dakikadan daha kısa bir sürede bu işi halledebilirsiniz. Yatağınızın üzerine de en sevdiğiniz örtülerden birini örtün. Gözünüze hoş gelen, ruhunuza da güzel gelecek inanın bana.
Renk kodu kullanın
Biz kadınların en büyük sorunu dolabımızın içinde, sevdiğimiz giysilerimizi bulamamız tabii ki. Sebebi çok açık, neyi nereye koyduğumuzu hatırlamıyoruz. O zaman size bir tüyo vereyim. Eğer kıyafetlerinizi renk kodlarına göre yerleştirirseniz işiniz çok daha kolay olacak. Kırmızılar bir yere, siyahlar başka bir yere. Karışık renkleri de başka bir askıya. Çünkü bir giysiyi ararken “Kırmızı eteğim nerede” ya da “Çizgili kazağım nerede?” gibi renk ve desen odaklı sorular soruyorsunuz. İşte çözümünüz de bu. Dolabınız bir süre sonra dağılsa bile, renk kodu sayesinde aradığınızı hemen bulacaksınız. Çok kolay değil mi? Haydi, üşenmeyin ve bir hafta sonunuzu bu işe ayırın. Kendinizi süper hissedeceksiniz!
Sağlık kategorisindeki tüm yazılarım için buraya tıklayabilirsiniz.
