Etrafımızı şöyle bir kolaçan edip sağımızı solumuzu şöyle kabaca düzelttiğimiz anlar vardır, kimse inkâr etmesin. İç çamaşırını çekiştirmek, yemeği parmakla almak, aynanın karşısında garip garip hareketler yapmak en hafifleri tabii. Böyle bir yazıyı neden mi yazıyorum çünkü erkekler bazen biz kadınların böyle davranışlarda bulunmayacağını düşünüyorlar! Oysa çok yanılıyorlar, neticede biz de insanız değil mi? İşte, ortalarda kimse yokken yaptığımız komik hareketler. Daha enteresanını yaptığını düşünen varsa yorum kısmına yazabilir bu arada…
İçeriklere buradan hızlıca ulaşabilirsiniz >>>
KALPLERDE EROS’UN OKU

Boş bulduğunuz her kâğıda siz de farkına varmadan sevgilinizin veya ilgilendiğiniz adamın adını veya isminin baş harfini yazıyor musunuz? Yanına bir kalp çizip kalbin içinden Eros’un okunu geçirmek de bir klasiktir. Sonra o kâğıt itinayla yok edilir tabii. Bir kadının yaşı kaç olursa olsun bu davranışı yapması çok da garip değildir. Yani üzülmeyin yalnız değilsiniz. N’apalım yani duygusal insanlarız sonuçta değil mi?
ÜNLÜ SEVGİLİ FANTAZİLERİ

Hiç Justin Timberlake, Brad Pitt gibi sevdiğiniz bir ünlünün karısı olduğunuzu hayal ettiniz mi? Onunla sinemaya, yemeğe, partiye gittiğinizi, herkesin size nasıl dönüp baktığını düşünmemiş olamazsınız. Siz bu hayalleri kurarken yüzünüzde oluşan o şapşik gülümsemeyi de kimsenin görmesini istemezsiniz herhalde.
AYNA KARŞISINDA SAÇMALAMALAR

Aynanın karşısında tek kaşı havaya kaldırmak, dudakları kalınlaştırmaya çalışmak, gülümseyip suratı şekilden şekle sokmak da çok yaygın bir davranıştır. Buradaki amaç en güzel görüntümüzün hangisi olduğunu keşfetmeye çalışmaktır. Siz de bir numaralı bakışınızı bularak bunu hoşlandığınız adamın önünde uygulamaya çalışmışsınızdır. Bu arada özellikle makyaj yaparken yüzümüzün aldığı şekli kimseler görsün istemeyiz. Bence kesinlikle en çirkin halimiz. 🙂
BU ÖDÜLÜ ÇOK SEVDİĞİM BLA BLA…

Altın Küre veya Oscar Ödül Töreni’ni izledikten sonra siz de havaya girenlerden misiniz? En iyi ödüllerden birini aldığınızı farz ederek seyircilerin karşısında nasıl bir konuşma yapacağınızı kafanızda canlandırmışsınızdır.
EVDE DELİ DELİ SÜSLENMEK

Evde kimsecikler yokken özel günler için dolabın en ücra köşesine gizlenen kıyafetler bulunur ve giyilir. Altına bir topuklu ayakkabı ayarlanır. Makyaj malzemeleri ortaya dökülüp acayip abartılı bir makyaj yapılır. Saçta da şöyle kokoş bir topuz olsun… İşlem bittikten sonra bir iki selfie çekilir. Eğer selfie güzel çıkmışsa hemen sosyal medyada paylaşılır. Ama beğenilmezse bu anlar tarihin tozlu sayfalarında kaybolur. Kıyafetler de çıkarılıp tekrar yerlerine yerleştirilir. Peki, tüm bunların amacı nedir? Vallahi ben de bilmiyorum. Kendimizi iyi hissettik işte, bir sebebi olmak zorunda mı?
BU KOKU NEREDEN GELİYOR?

Dışarıda dolaşıp eve geldikten sonra spor ayakkabılarımızı çıkarıp kendimizi koltuğa atarız. Birden odayı ilginç bir koku kaplar. Bu kokunun kaynağını tahmin etmek pek de zor değildir. Yine de bunu ispatlayabilmek için ayağımızı burnumuza dayayıp çoraplarımızın kokup kokmadığına bakarız. Eğer evde başka biri yoksa genellikle kokunun kaynağı bellidir oysa. E niye pis çorapları kokladık o zaman? Mantıklı bir açıklaması yok tabii ki!
ATALIM GÖBECİKLERİ

Evde kimse yokken müziğin sesini sonuna kadar açar, Yıldız Tilbe, Ajda Pekkan, Britney Spears gibi danslarıyla dikkat çeken isimleri taklit etmeye çalışırız. Çılgınca oradan oraya zıplayıp eğleniriz. Farz edelim ki o arada biri aradı ve şans eseri kimi dinlediğinizi sordu. “Tony Bennett dinliyorum şekerim!” Yersen! 🙂
5 SANİYE KURALI

Lokmamızı yere düşürdüğümüzde onu tekrar yerden alıp üzerine üfleyip ağzımıza atarız. Üflediğimiz zaman bütün mikropların öldüğünü düşünürüz. Şahsen ben buna “5 saniye kuralı” diyorum. Bu süreden sonra kirlenir ama öncesinde yerden aldıysanız sorun yok. Ama eğer arkadaşlarınızla birlikteyseniz o parça yerden alınır, kibarca peçetenin içine konur. Tam bir salon kadını!
NEREYE KAÇTIN SEN?

İç çamaşırınız bazen sizi felaket rahatsız eden bir konuma yerleşir. Özellikle etrafta birileri varsa ve çamaşırınızı düzeltemiyorsanız bu durum bir Çin işkencesine dönüşebilir. Mümkün değil, karşınızdakini dinleyemezsiniz çünkü aklınız oradadır. Bir an önce bu konuşmanın sona ermesini düşünürsünüz ya da bir bahane uydurup oradan uzaklaşırsınız. Hemen kendinize kuytu bir köşe bulur, bu dertten kurtulmaya çalışırsınız.
BRIDGET JONES İŞİ BİLİYOR

Daha yaptığımız pek çok acayip davranış var tabii ki ama çok pisleşmemek için daha derinlere inmiyorum. 🙂 Ama bunu da eklemeden geçmeyeceğim. Pek çoğumuz günlük hayatımızda Bridget Jones iç çamaşırı giyeriz! İstisnalar kaideyi bozmaz, bütün gün yaşayacağı o huzursuz hallere kendini alıştırmaya çalışan ve tanga tercih eden hemcinslerimiz de var tabii. Arkadaş sohbetlerinde onlar bu durumu, “Yooo beni hiç rahatsız etmiyor,” diye açıklarlar ama hadi oradan! Yapmayın arkadaşlar, kendi aramızda bari biraz dürüst olalım. Bridget Jones’un pamukluları candır. 😉 Neden bahsettiğimi anladınız siz!