Bin bir türlü icat çıkarmış, gelmiş geçmiş en büyük dahiler, her zaman akıllı hamleler yapacak diye bir kural yok. Güzel kadınların da aptal olduğunu kanıtlayan bir tez henüz sunulmadı. Aslına bakarsanız ben size dâhilerin hayatları boyunca güzellerden daha büyük şapşallıklar ve hatalar yaptıklarını hemen kanıtlayabilirim. 🙂
İçeriklere buradan hızlıca ulaşabilirsiniz >>>
DÂHİLERİN BAZEN AKLI DURUR
Alfred Bernhard Nobel
1833’te doğan ve varlıklı bir aileden gelen Alfred, özel öğretmenler tarafından eğitildi. Doğa bilimleri, dil ve edebiyat alanlarına yoğunlaştı. 17 yaşına geldiğinde İsveççe, Rusça, Fransızca, İngilizce ve Almancayı akıcı bir şekilde konuşabiliyordu. İngiliz edebiyatına ve şiire büyük ilgi duyuyordu. Ancak, bu zekâ küpü adam oldukça büyük bir hata yaptı.
Paris’te bulunduğu süre zarfında dönemin ünlü kimyageri T. J. Pelouze’nin laboratuarında çalışıyordu. Burada, güçlü bir patlayıcı sıvı olan nitrogliserini keşfeden İtalyan kimyager Ascanio Sobrero ile tanıştı. Alfred Nobel, ondan etkilenerek nitrogliserinle ilgilenmeye başladı. 1864 yılında çalışmalarını yürütürken bir patlamaya sebep oldu. Kazada küçük kardeşi Emil ile birlikte dört kişi hayatını kaybetti.
Albert Einstein
“Swiss Federal Polytechnic Enstitüsü”nde matematik ve fizik öğretmeni olarak çalışırken okuldaki tek kadın olan Mileva Maric’ten oldukça etkilenmişti. Evlenme niyetiyle onu ailesiyle tanıştırdı. Fakat Mileva’nın Yahudi olmaması yüzünden annesi bu evliliğe karşı çıktı. Mileva aynı zamanda Einstein’dan hamileydi. Bu yüzden doğan kızlarını evlatlık vermek zorunda kaldılar. Çok akıllı bir hareket mi yani şimdi bu?
“İcat çıkaralım, erkeklerin kodlarını çözelim” başlıklı yazım ilginizi çekebilir.
Honore de Balzac
Balzac ancak yazı yazarak kişisel bir başarıya ulaşabileceğini düşünüyordu ama aynı zamanda da para kazanıp hayatını devam ettirmesi gerekiyordu. Bu yüzden ticarete soyundu ve bir yayınevi açtı ama başarı sağlayamadı. Üstüne üstlük Versailles yakınlarında çok pahalı bir ev yaptırmaya kalkınca, tepeden tırnağa borca battı. Anlayacağınız yazarlıkta gösterdiği beceriyi iş yaşamında pek sergileyemedi.
Isaac Newton
Newton başına bir elma düşünce yer çekimi kanunu keşfeden bir adam. Düşünsenize, o dönemde kimin aklına gelir? “Aman başım da çok acıdı!” deyip geçersiniz. Ama bu kadar zeki olmasına rağmen ünlü bilim adamının hayatı pek çok komiklikle dolu.
Örneğin veba salgınından korktuğu için ülkesini terk etti ve kendini kırlara, bayırlara vurdu. 20 yaşındayken ruhunun durumunu inceleyip günahlarının kataloğunu hazırladı. Bu katalogdaki düşüncelerinden biri annesi ve üvey babasını yakmaktı. Çok acayip takıntıları da vardı. Sürekli üst üste kıyafetler giyerdi. Bunun sebebi çok üşümesi miydi bilemiyorum.
“Batıl inançlar nasıl ortaya çıktı? – Siz de hurafelere inanıyor musunuz?” başlıklı yazım ilginizi çekebilir.
Fyodor Mihayloviç Dostoyevski
Dostoyevski dünyanın en ünlü yazarlarından biri. Yazdığı kitaplar dünya klasiklerinin başında geliyor. Fakat bu zeki adamın da hayatını cehenneme çeviren bir sorunu vardı: Uslanmaz bir kumarbazdı. Hatta bir kumarbazın hayatını anlattığı kitabı “Kumarbaz”da da kendinden bahsettiği düşünülüyor. Hayatı boyunca kumar borçlarıyla uğraştı hatta “Karamazov Kardeşler” i de kumar borcunu ödemek için yazdığı söyleniyor.
“Kitap kurtları bu yazı sizin için!” başlıklı içerik ilginizi çekebilir.
Thomas Edison
Edison çok fakir bir ailenin çocuğuydu. Okulunda hiç başarılı olamadı. Bu durumu onun okuldan atılmasına neden oldu. Sonra içini bir hırs bürüdü. Çöplüklerden bulduğu dergiler ve gazetelerle kendini geliştirmeyi başardı. Ve sonunda en önemli buluşu olan ampulü icat etti. Edison’un 100’ün üzerinde önemli buluşu var ama aslında çok tembel bir öğrenciydi. Bu durumda Nikola Tesla’nın icatlarını çaldığına dair söylentiler gerçek mi acaba?
Vincent Willem Van Gogh
Dahiler arasındaki en çılgın adam, Van Gogh olsa gerek. Ömrünün son 10 yılı boyunca yaklaşık 900 sulu/yağlı boya resim ve 1100 karakalem çalışma üretti. En meşhur eserlerini de ömrünün son iki yılında yarattı.
Ünlü ressam Van Gogh, yakın arkadaşı Paul Gauguin ile olan arkadaşlığının bozulması üzerine sol kulağının bir kısmını kesmesiyle de tarihe damgasına vurdu diyebiliriz. Hoş bazıları Van Gogh’un, erkek kardeşi Theo’nun evlenmesine çok sinirlendiği için bunu yaptığını da söylüyor. Sebebi ne olursa olsun, o kulak kesilmiş mi kesilmemiş mi? Neden yaptın bunu? Belli değil! Kısacası dâhilik ve delilik arasında ince bir çizgi var galiba.
Durun daha bitmedi tabii! Kestiği kulağı bir de zarfa koyup bir kadına gönderdi. Hırsını bu şekilde de alamayan ünlü ressamın yaptığı eserlerin bazılarını da parçalayarak sağa sola fırlattığı söyleniyor. Kim bilir, o eserler günümüze kadar gelebilseydi, ne kadar sükse yaratırdı. Ama işte, depresyon dâhileri bile delirtiyor belli ki!
“Doğru sinyaller yolluyor musunuz?” başlıklı içeriğimdeki test ilginizi çekebilir.
GÜZELLER DAHİ OLABİLİR
Renee Zellweger
“Bridget Jones” filmleriyle herkesin kalbini kazanan Renee, oldukça zeki ve yetenekli bir kadın. 25 Nisan 1969’da ABD’de dünyaya gelen ünlü yıldız, liseden 1987’de mezun oldu. Okul yıllarında jimnastik yapıyordu ve bir amigo kızdı. Ayrıca okulun drama kulübünün çalışmalarına katılıyor ve derslerini de bu arada idare ediyordu.
Mezun olduktan sonra Austin’deki Teksas Üniversitesi’nde İngiliz Kültür ve Edebiyatı okudu. Derece tutturabilmek için güzel sanatlarla ilgili dersler de almak zorundaydı ve aldığı bu dersler onun oyunculuk aşkını pekiştirdi. Tüm bunları yaparken aynı zamanda geçimini sağlayabilmek için de garsonluk yapıyordu. Nasıl ama? Siz bunların hepsini aynı anda yapabilir misiniz?
“En popüler yabancı diziler – Acaba hangisini izlemeli?” başlıklı içeriğim ilginizi çekebilir.
Drew Barrymore
3 yaşındayken “Suddenly Love” isimli bir televizyon dizisinde oynamaya başladı ve 7 yaşındayken de Amerika’nın en ünlü gece programlarından biri olan “Saturday Night Live”e konuk olarak çağırıldı. Bugüne kadar bu programa davet edilen en küçük yaştaki insandı.
Shakira
Shakira, henüz 10 yaşındayken kendi yaş kategorisindeki müzik yarışmalarına katılıp başarılar kazandı. 13 yaşındayken ilk kayıt anlaşmasını imzaladı. Bu gencecik yaşa rağmen anlaşmayı imzaladığı firma, dünyanın en iyi müzik şirketlerinden biri olan Sony Music’ti.
Bu kayıt anlaşması ona ilk albümü olan “Magia”yı (Sihir) getirdi. Bu albümün çok genç yaşta çıkarılmasının yanında daha da ilginç bir yanı vardı. Albüm Shakira’nın 8-13 yaşları arasında yazdığı parçalardan oluşuyordu. 16 yaşına gelmeden ikinci albümünü çıkararak ilginç bir başarıya daha imza attı. Tüm hayatı mucizelerle ve sürprizlerle dolu olan Shakira, 15 yaşında yüksek okuldan mezun oldu. IQ’sunun da 140 olduğunu hemen söyleyeyim tabii. Ayrıca Portekizce, İngilizce, İspanyolca, Arapça ve İtalyanca konuşabiliyor.
Madonna
Michigan’da Katolik bir ailenin 8 çocuğundan biri olarak dünyaya geldi. Okul yılları boyunca piyano ve bale eğitimi aldı. Girişken yapısı ve kendini hemen belli eden yetenekleriyle sınıfında çabucak sivrilmeyi başardı.
Her zaman içinde bulunduğu grubun lideri olmayı tercih eden Madonna, özellikle dansa olan büyük yeteneğinin keşfedilmesiyle birlikte Michigan Üniversitesi’nde dans eğitimi almaya başladı.
Hikâyenin gerisini zaten biliyorsunuz. Bu arada Madonna, okulu şöhret olma hayalleriyle bıraktı. Ama onunki boş hayaller değildi belli ki. IQ’su 140 olan ünlü yıldız, hayallerinden çok daha fazlasına sahip olmayı başardı.
Nicole Kidman
Nicole Kidman, Amerika’da doğdu. Babası Anthony Kidman, biyokimyager ve klinik psikoloğu; annesi Janelle Kidman ise hemşire ve eğitmendi. 10 yaşında drama okuluna gitmeye başlayan Kidman, 14 yaşına geldiğinde oyunculuğu okulla birlikte götürmeye başlamıştı.
IQ’su 132 olan güzel yıldız, oyunculuktaki başarısıyla da üstün zekâsını çoktan kanıtladı. Özellikle 2002’de ünlü yazar Virginia Woolf’u canlandırdığı “Saatler/The Hours” filmini unutmak mümkün mü? Bu arada bu filmle Altın Küre’yi de hakkıyla kazanmıştı.
Sharon Stone, Pennsylvania’da küçük bir şehirde doğdu. Babası fabrikada çalışan bir işçi, annesi ise ev hanımıydı. Bu koşullara rağmen Sharon, her zaman okuldaki en başarılı öğrencilerden biriydi. 15 yaşında liseye giderken Edinboro State Üniversitesi’ne girmeyi başardı. Edebiyat ve güzel sanat alanlarında çok iyi derecelerle okulu bitirdi.
Çok çalışkan ve zeki bir genç olduğu için herkes ona avukat olması gerektiğini söylüyordu ama onun en büyük tutkusu siyah beyaz filmlerdi. Bu yüzden aniden bir karar aldı ve bir güzellik yarışmasına katıldı. Reklam filmi oyunculuğu ve modellik ardından gelen aşamalar oldu. Sonrası da malum zaten.
“Kadın gücüne destek veren erkekler” başlıklı yazım ilginizi çekebilir.
